Nedir bu eski telefon rehberleriyle derdin diyenler olur ise, verilecek cevabımız gayet basittir. Telefon rehberleri ait oldukları dönemin en önemli tanıkları ve ipuçlarıdır. Ait oldukları dönemin aktörlerini canlandırırlar. O dönemi yeniden yaşatırlar, o dönemi canlandırırlar. Yeni bilgilere ipucu oluştururlar. Zaten amacımız da o değil midir? Kaybolup giden değerlere, yitip giden şeylere bir özlem duyma, onların ardında bıraktıklarını bir hatırlama değil midir?
Hemen hemen tüm yazılarımızda, en azından kendi dönemimize ait olup da bugün ortada olmayanlar üzerine, bir şeyler söylemeye gayret ediyoruz. Onları hatırlıyor, yad ediyoruz. Anıyoruz, hatırlıyoruz. Böylece de Demirci’nin sosyal tarihi üzerine kayıtlarda bulunuyoruz.
Daha önce de bu konuda yazı yazmış olduğumu hatırlayanlar olacaktır. “PTT Demirci Telefon Rehberi 1958” başlıklı yazımızı 2012 yılında yazmışız. Dört yıl önce. O yazıda, PTT’nin bastırdığı el kitabı büyüklüğü ve formunda, çok sayfalı rehber üzerine uzun uzadıya söz etmiştik. Rehberden alıntılarda bulunmuştuk.
Bu kez elimizde yine “ Demirci Telefon Rehberi” başlıklı bir telefon listesi var. Bu rehber, diğerinin aksine, ne el kitabı büyüklüğü ve formunda ne de onun kadar çok sayfalı. Adeta duvara asmak için hazırlanmış izlenimi verircesine, büyük boyutta tek sayfalı. Elime geçen nüshası ikiye katlanmış olduğundan, katlanabilir yaprak olarak da görmek mümkündür.
Gramajı yüksek bir beyaz kâğıt üzerine basılmış ve 48,5 x 34,1 cm boyutlarında. Arka yüzeyinde ise herhangi bir baskı bulunmamaktadır.
Sayfanın başında “ Demirci Telefon Rehberi” başlığı büyük puntolarla yer almaktadır. Bu başlığın altında ise “İmdat Telefonları” ve “ Lüzumlu Telefonlar” alt başlıkları bulunmakta. Tahmin edebileceğiniz gibi, İmdat Telefonlarının altında yangın, polis ve sıhhi imdat telefon numaraları, Lüzumlu Telefonların altında ise, Devlet Hastanesi, Ersönmez Eczanesi, Yeni Hayat Eczanesi, Elektrik ve Su İşletmesi, Hükümet Tabipliğine ait telefon numaraları yer almaktadır.
Sayfanın devamında ise alfabetik bir fihrist yapılarak, harflerin altına soyad öncelikli isim ve telefon numaraları tek tek sıralanmış haldedir.
Örneğin (A) harfi altında yer alan ilk isim Adalet Partisi’dir ki, telefon numarası da 288’dir. (B) harfi altında yer alan ilk isim, Babayiğit Ahmet olup, telefon numarası 42’dir. (C) harfi altında yer alan ilk isim, Cengiz Topel İlkokulu olup, numarası 147’dir.
Diğer harflerin altındaki sıralamadaki ilk isimler ve telefon numaraları ise şöyle sıralanmaktadır: Çağıl Mustafa 257, Dağhan Enver 210, Efe Bahattin 421, Fatih İlkokulu 370, Gayret İplik Fabrikası 161, Hacınebioğlu İsmail 69, İlaslan Ahmet 25, Jandarma Komutanı 6, Kabakçıoğlu Hidayet 206, Leylek Hüseyin 116, Makine Kimya İlkokulu 350, Narfidan Mehmet 156, Odabaşı Ali Rıza 54, Öğütçü H. Azim Boyahanesi 315, PTT Müdürü 4, Salkım Mehmet 228, Şahin Nurullah ev 475, Tabak Nurullah 451, Uğur İplik Fb. 281, Ülker Mahmut 357, Verem Savaş Derneği 403, Yaman Abdullah 120 ve Zeybek Ahmet ev 201’dir.
Olabildiğince alfabetik sıralamanın gözetildiği, istisnaların ise kamu kurum ve tüzel kişiliklere tanındığı rehberde, toplam 485 adet isim ve telefon numarası yer almaktadır.
Telefon numaralarının bitiminde ise bu rehberi hazırlayanların kimlikleri yer almaktadır. Küçük bir kutu içinde “Tekin Matbaası, Demirci Birlik Gazetesi, Tel 382” ibarelerini görmekteyiz. Hemen yanında da rehberin fiyatı yazılıdır: 250 kuruş.
Dönemin 250 kuruşu neyi ifade eder, tahmin etmekte zorlanıyoruz! Acaba bir ekmek fiyatı mıdır? Ya da daha mı pahalı? Ya da pahalı ise, insanlar bu rehberi niye alsın?
Lakin her şeye rağmen rehberin baskı yılını bulmak mümkün olmuyor. Çok sık rastladığımız ve biz sosyal tarih araştırmacılarını en çok üzen duruma, burada da tanık oluyoruz. Tarih yok! Dedik ya yazımızın başında, bu tür belgeler ait oldukları dönemi yaşatır ve canlandırırlar! Ama o dönemi şimdi bu basılı belgenin üzerinde bulamıyoruz. Hangi yılın rehberidir bilemiyoruz!
Tahminimiz odur ki, 1969 yılı sonrası, 1970’li yılların da ilk yarısı gibidir. Niye derseniz, çocukluğumun geçtiği evin, babamın üzerine kayıtlı telefonunu ve numarasını 1969 yılında edindiğimizi hatırlayınca, bu ilk tespiti yapmak mümkün olmaktadır. Yine, amcamın üzerine kayıtlı telefonun hala gözüküyor olması da, onların 1973 yılında Demirci’den ayrılışlarından önceki dönemi kapsamalıdır diye düşündürmektedir.
Başka nasıl varsayımlarda bulunulabilinir, bilemiyorum. Ancak hangi yıla ait olursa olsun, toplam 485 aboneli bir telefon şebekesi, bize küçücük bir Demirci’den söz ettirmektedir. Sokakları henüz kaybolmamış Demirci’den söz ettirmektedir. Yağcıların, bezcilerin yaşadığı bir Demirci’den söz ettirmektedir. Ufacık ama sıcacık bir Demirci’den. Küçücük ama sokaklarında insanların dolaştığı, yaşadığı Demirci’den, söz ettirmektedir.
Dahası, ocağı tutmamış bir evi olmayan, sokağındaki hastasına çorbasını tasında taşıyan bir Demirci’de bahsediyor bu telefon rehberi. Çocuklarının okul kaygısı, iş kaygısı olmadığı Demirci’den bahsediyor. Halı tezgâhlarından çıkan seslerin, sokaklardan duyulduğu Demirci’den. Çocukların internet salonlarını değil, komşunun camı kırılma bahasına sokakları doldurduğu, kaleler kurup maçlar çıkardığı Demirci’den. Babaların eve gelme saatlerinin belli olduğu Demirci’den!
Başka mı?
Başlayalım; rehberde hiçbir kadın adına kayıtlı numara bulunmamaktadır. Tüm kayıtlar erkeklere aittir. Çoğu da ticari amaçlı telefon numaralarıdır.
O zamanı Demircisi iki eczaneli bir Demirciymiş. Şimdi ise sayısını hatırlamakta güçlük çekiyorum. Belli ki, o eski günler değil!
Rehberin ilk sırasında alfabetik olarak da olsa Adalet Partisi’nin telefonu bulunmaktadır. Ama niçin Cumhuriyet Halk Partisi’nin telefon numarası yoktur? Acep telefonları mı kapalıdır? Acep hiç olmamış mıdır? Unutulmuş mudur?
Aynı soruları dönemin diğer örgütlü partileri için de sorabiliriz! Niye yoklar? Niçin tek partinin telefon numarası vardır? Ya da 12 Mart askeri yönetiminin hükümleri henüz o günlerde de geçerliğini korumaktadır da, Adalet Partisi’ne ait telefon numarası sehven mi yazılmıştır? Bilemiyoruz.
Telefonlarda 1 numara Yangın’a, 2 numara Kaymakama, 3 numara Cumhuriyet Savcısına, 4 numara PTT müdürüne, 6 numara Jandarma Komutanına,7 numara da Özel İdareye aittir. Peki, bilin bakalım 5 numaralı telefon numarası kime aittir?
Demirci’de 5 numaralı telefon Ahmet Akkaş’a aittir. Rehberde yanlış mı yazılmıştır, doğru mu yazılmıştır bilemem. Ama okuduğum onu söylemektedir.
Merak da etmiyor değilim hani, kimdir bu Akkaş Ahmet? Düşünseniz ya nasıl da gururlanmıştır yıllarca sahibi olduğu telefon numarasıyla. Kolay mı telefon sırasında PTT Müdüründen sonra gelmek? Hatta jandarma Komutanından önce olmak!
Peki, Demirci Belediye Başkanının telefonu da bu sıralarda olmaz mı? Bekledim, belki 8 numaralı telefon Belediye Başkanına aittir diye!
Ama değil! Eğer siz de benim gibi, 8 numarayı merak ediyorsanız, kolay: Baler Sait’e ait ev telefonunun numarasıdır. Belediye Başkanının telefon numarası ise 11’dir. Acep niye?
O yıllar, protokolün ve kamu tüzel kişiliklerinin özellikle de Demirci boyutlarındaki yerleşimlerde çok önemsendiği ve sıralandırıldığı yıllardır. O yüzden bu sorgulamaları yapmaya çalışıyoruz. Nedenini öğrenmeye çalışıyoruz. Günümüzde ise “acil” kodlu telefon numaraları dışında, kimin hangi numaraya sahip olduğu konusunda bir sıralamaya zaten ihtiyaç duyulmamaktadır. Hele ki başka boyuta ulaşmış bu telefon trafiğinde. Ya o yıllar?
Nihayetinde, ufacık bir kâğıt elimdeki telefon rehberi, üzerinde kullanıcısının sonradan tükenmez kalem ile el yazılı ilaveleri olan; yeni telefon sahiplerinin notunu alan. Katlasanız cebinize rahatlıkla sığar. Lakin o rehberin size, bize hatırlattıkları dünyaya sığmıyor işte! İsimler, adresler, numaralar ve sesler. Heyecanla telefon sahibi olma kaygıları, ilk görüşmeler, ilk fatura ödemeleri. İlk yurt dışı aramaları. Ses kayboldukça bağırışlar, çağırışlar. “Santral, santral” sesleri ve her ağızda, her ses de başka başka ahenkler yaratan “Alo” nidaları.
Sonra iş aralarında ya da kadınlar arası sohbetlerde, “Kızlarla şimdi telefonda konuştum. İyilermiş çok şükür” temennileri. Askerdeki oğlanı aramalar, akrabaları düğüne, nişana çağırmalar! İzmir’deki tüccara siparişler vermeler, nakliyecilerin peşinde koşmalar.
Unutmadığınız ve unutamayacağınız yüzlerce telefon numaraları. Ev telefonları, iş telefonları, arkadaş, hısım-akraba telefonları.
Ah o manyetolu telefonlar ve o telefon sohbetleri! Masum, içten ve heyecanlı. Hatta “ çok yazacak diye” biraz ürkek. Biraz korkak. Biraz çekingen.
Telefon rehberinde kayıtlı o güzel insanları saygıyla anıyorum!
Not: Bir teşekkür de bu rehberi bana sapasağlam ulaştıran ve bu yazıyı yazmamı sağlayan Sayın Mehmet Dilşeker’e! Doğrusu yıllarca Demirci PTT’sinde görev yapıp, telefon rehberlerine sahip çıkmaması beklenemezdi. Teşekkürler.
Comments