Serpildik yurdun dört bir yanına. Kimimiz bağda, kimimiz dağda, çayırda. Aylarca verilen bir emeğin, yorgunluğun bırakılıp gelinecek yer aranması gibi dağılmamız. Dört bir yana. Esen kavurucu rüzgarda, ışıldayan yapraklarda. Akıp duran sularda. Uzanan yeşilliklerde. Önüne getirilen bir bardak suda. Bir tabak yemekte.
Salınıp gezen gençlerin tazeliğinde. temizliğinde. İçilen bir sigaranın karşı konulamaz o çekici dumanında, kokusunda. Hiç sorgusuz çıtlanıp atılan ay çekirdeğinde. Yalanan dondurmada. Hesapsız harcamada, mangallardan süzülen balık kokularında.
Denizin yalanıp duran dalgalarında.İçine vuran sızılarında. Adını hala ezberleyemediğim yaz çiçeklerinde, gül gibi salkım salkım açan ağaçlarında. Her eksikliğimde hatırlanan arkadaşlarda.
Dağıldık yurdun dört bir yanına. Okulda, işde, güçde. Yetmez olan gücümüzde.
Yıllar öncesi kahredilen yaz tatillerinin yeni keşfedilen mutluluğunda.
Serpildik, dağıldık, lakin uzun sürmez, işten- güçten ayrılığımız.
Sizi 1950 yılının takvimi ile başbaşa bırakırken, benzer güzelliklere şahit olunması dileğiyle.
Comments