Mayıs’ın bu günleri, 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece ve onun ilk saatleri.. Yani bundan bir kaç saat önce. Sanki bir dönence başlangıcı gibi herşey. Sanki çizilmesi gereken bir sınır varmış gibi. Sanki o sınırda iki kişi elele tutuşur gibi.
Artık çok geç, bahar çoktan başladı. Az kaldı kiraza. Gördüm geçen hafta pazarda ilk olarak. Fiyatı 17.50. Nasıl da can alıcı, nasıl da kiraz kiraz gibiydi yanakları.
Çok geç, bahar başladı. Baharda vurgun yer en güzel dudaklar, en güzel dallar. Bahar da başladı, yeşilliğin kerameti, yeryüzüne serilişi. Bahar bu adam mı dinler?
İşte yine bir Hıdırellez ve illa ki Hızırellez. Dilekler tutulmuyor eskisi gibi, sulara bırakılmıyor yelkenliler. Ağaçların ardına, gül dallarının diplerine kurulmuyor eskisi gibi, taştan evler. Kağıttan paralar, çubuktan yazlıklar. Ya, ne demeli eski plastik parçalarından renk bulan arabalar.
Belli ki, insanlar yanlış anladılar her şeyi. Sanıyorlar ki, arabayı alanlar da kendileri, evleri, yazlıkları alanlar da. Oysa arkalarında birilerinin gül ağaçlarına bırakılmış dilekleri olduğunu hiç görmediler, hiç bilmediler. Hiç duymadılar.
Her 5 Mayıs gününün sabahlarında başlatılan bir seromoniye hiç şahit olmadılar.Olamadılar. Her vakitli ezanlar ardında yeni bir ilave olduğunu bilmediler. Okunduğunu, dilenildiğini, yalvarıldığını sezmediler.
İşte Hıdırellez ve illa ki Hızırellez.
Her ne adına olur ise dileğim; biraz daha güllük gülistanlık.
İster bahçedeki güller, ister gönlümdeki gülistanlar.
Başta dualarımızın sahibi ve her dua edişimde “onun dualarının kabul edilmesi” dileğinde bulunduğum anam olmak üzere, bütün annelerin Hıdırellez ve illa ki Hızırellez’lerini kutlarım.
Comments